Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.



 
AnasayfaAramaLatest imagesKayıt OlGiriş yap

 

 Dryje, Tomas Milan.

Aşağa gitmek 
YazarMesaj
Tomas Milan Dryje
Büyücü
Büyücü



Mesaj Sayısı : 14
Kayıt tarihi : 23/08/10
Yaş : 32

Dryje, Tomas Milan. Empty
MesajKonu: Dryje, Tomas Milan.   Dryje, Tomas Milan. EmptyCuma Ağus. 27, 2010 8:08 pm

Tomas Milan Dryje.
Prag.
13 Eylül 1986.
Yaşamlarımızın her saniyesi sonsuz kere yineleniyorsa, İsa'nın çarmıha çivili olduğu gibi biz de sonsuzluğa çivilenmişiz demektir.
Gözlerini açtığı hayatın ironik bir şekilde tekrarlardan oluşması, yaptığı ve yapacağı şeylerin; hissettiği duyguların ya da hissedeceği duyguların başkaları tarafından binlerce yıldır keşfedildiğini bilmesi, herhangi bir farklılık yaratamayacağı hissi ve içinde hissettiği bu boş vermişlik, yaşamdan sıkılma, boş bir hayatı doldurma eylemleriyle süregelmiş olduğu bir fragman.
Tütünün yakıcılığı ile alevlenmiş ağzının içindeki ateşi söndürmek için eğildiği pınarda gördüğü yansımanın çocuksuluğu haykıran yüzü, kendisine ait olmamakla beraber yanında bulunan çocuğa ait gibi görünüyordu fakat zaman geçip de, dikkatini yönlendirdiğinde ve su ile ağzını çalkalayıp, boğazını kuraklıktan kurtardığında, başını yana çevirmiş ve o yüzün aslında kırışıklarla dolu olduğunu, küçüklüğüne rağmen her şeyin farkında olan bir yaşamın yüzüne yansıdığı gerçeği ile karşılaşmıştı. Kendisine ait olmadığı söyleniyordu bu yüzün fakat bu içinden gelen bir isyan mıydı, ben bu olamam cümlesinin getirdiği bir inkâr mıydı, bilemiyoruz. Aslında her gün gördüğümüz binlerce insanın, belki de onlardan birisinin biz olduğunu dahi bilemiyoruz, belki de biz onlardan biriyiz ve aslında kendimiz de bir başkasıyız fakat biz onlardan biri olduğumuzda aynı zamanda onlara göre de bir başkası oluyoruz, bu dönüşüm birbirini tamamladığında ise şu gerçekçilik yüzümüze çarpıyor. Biz herkesiz, biz hiçbir şeyiz. Olmak istediğimiz insanlar yerinde kendimizi görüyor ve bu durumda kendi gerçekçiliğimizden uzaklaşıyor, zamanla kendi gerçekçiliğimize dönüyoruz ve karşılaştığımız bu gerçekçilik bizi korkutuyor. Korkuyoruz aslında kendimizden. Korkuyoruz belki de hislerimizden. Duygularımızdan ya da eylemlerimizden. Kendimizi ne kadar tanıyoruz? Kendimizi tanımak için ne yapıyoruz? Başkaları olma isteği. Evet, başkalarına o kadar kaptırmışız ki kendimizi, kendimizle yalnız kalmaktan korkuyoruz. Aslında başkaları olma isteği olmadığı müddetçe, sizin gibi olanları bulmak güçtür, kendinizi kötü hissedersiniz. Onların dünyası size saçma, yabancı, sıkıcı gelir; tıpkı sizin de onlara sıkıcı geldiğiniz gibi. Ama aynı düşünceler, yaşam üzerindeki fikirler. Evet, birbirini bulan bu kişiler, kendilerini şanslı hissedebilirler; çünkü onlar oldukları gibidirler. Rolden, yalandan uzak. İçinde rol ya da yalan olan bir birey zaten bir şeylerin arkasına saklanmayı uygun görmüştür ve o aslında kendi yansımasından korkuyordur. Daimi kaybeden olmanın hükmünü kendi kendisine uygulamış ve fermanını ruhuyla imzalayarak, yok oluşunu ilan etmiştir. Karanlık fidanlar, gölge vermeyen ağaçlar, olmayan ışık, kokan cesetler, yürüyen kurtçuklar.
Sırp bir annenin ve Çek bir babanın üretimi. Birbirlerini sevdikleri pek söylenemez. Baba ve anne banliyöde karşılaşmış, babanın çapkın tavırları sonucu anne elde edilmiş. İlişkiye girilmiş, zorla evlenilmiş ve sonuçta Tomas adında çek bir çocuk meydana gelmiş. Doğduğu evin tek penceresinden giren ışıkla oyun oynamaktan başka bir hobisi olduğu söylenemezdi bu küçük çocuğun. Çek Cumhuriyeti'nin sanayi atılımı ile birlikte, işçi hakları gasp edilmiş ve işçi olan babası ise bu duruma isyan ettiği için hapse girmişti. Annesi ise işsizlik parası adı altında ölmemelerine yetecek kadar az para alıyordu. Zor bir çocukluk diyebilirdik, zaten hep kenar mahallenin çocuklarından uzakta kalmayı tercih etmişti, aile sevgisinden yoksun kalmıştı, tek başına yalnızlığı tatmıştı. Ardından sihirli güçlerini olduğunu belirten bir mektup almış ve kendisini Durmstrang'ta bulmuştu. Pek eğlenceli biri sayılmazdı, ne aşırı zekiydi, ne hırsı vardı, ne sevmeyi bilirdi ne de sevilmeyi. Yakışıklı sayılabilecek birisi olmasına rağmen, insanlar onun gözünde hiçti. Çünkü kendisini biliyordu; bir insan hiç olduğundan eminse, ya bunun aksini kanıtlayacak birisi bulmak için çabalar -ki Tomas buna uygun karakterde birisi değildi- ya da diğerlerinin de hiç olduğuna kendisini inandırırdı. Okulu bitirdi, bir iş için başvuru yapmadı. Kumar tutkunuydu ve ne var ki elinde avucunda bir şey yoktu. Büyü güçlerinin faydasını hırsızlıkta kullandı, başarıyla gizliliğini sağladı; kumar oynadı, para kazandı ve Amerika'da bir bar açtı. Artık zengin birisiydi fakat bu ona yine bir anlam ifade etmeyecekti.
”Yürüyorum. Ne yaptığımı bildiğim söylenemez, dünya benimmiş gibi gözüküyor gözlerime; yaşam anlamını yitirmiş ve karanlıkların gölgesinde yürüyorum. Kendimi bilmiyorum, sadece zevklerim var. Evet, belki de insan ilişkilerinde çok da iyi değilim. Ama bir kadına nasıl yaklaşacağımı biliyorum, çıkarcılığın ne olduğunu bu pislik içinde öğrendim, ayıyla ayı kuzuyla kuzu olmanın ne demek olduğunu ve insanların benden ne istediklerini biliyorum. Seattle’daydım. Hava kapalıydı, akşamüstü uyanmıştım. Önceki gece bana âşık olduğunu söyleyen bir kadınla beraberdim, ah ne kadar da saçma. İnsanlar duygularını nitelendirmeye ne kadar da bayılıyorlardı. Açıkçası hayatım boyunca aşk nedir tatmamıştım. En güzel kızlar benim olmalıydı, arkadaş çevremde havalı olmalıydım. Onlara isteklerini göstermeliydim, onların bu zayıflıklarından zevk almalıydım. Onlara hayaller sunuyordum. Ben hayallerimi gerçekleştirirken, onlar yerinde sayıyordu ve bu beni mutlu ediyordu. Bir insan kaybedeceği bir şeyin olmadığı ölçüde cesurdur. Ne ailem vardı, ne aşkım, ne varlığım. Cesurdum. Okulda yasakları çiğniyordum, sokaklarda kavgalar edebiliyordum, istediğim her şeyi istediğim kişiye istediğim gibi söylüyordum. Kurallar. Kurallar sadece aptallar içindir. Bunu öğrenmiştim. Ve şimdi bir otel odasında, elimde viskiyle duruyorum. Anılarımda bana mektup bırakmış olan, yanında da melon şapkasını anı olarak ölüme gittiğini söyleyen kadını düşünüyordum. Beyaz bir ten, seksi bir vücuttu ondan sadece aklımda kalanlar. Yüzünü dahi hatırladığım pek söylenemez. Bu sana bir veda değil, bu bana bir veda demişti mektubunun sonunda. Şöminede yanan mektubun üzerine döktüğüm viski ile tamamen yok olmuştu hayatı. Nasıl böylesine pislik içinde yaşıyor ve bu pislik içinde böylesine bir pislik olabiliyordum, bunu anlamış değilim. Bankada paramı kontrol ettirdim, bu şekilde yaşamımı sürdürürsem ve hatta abartırsam bile ömrüm boyunca yetebilirdi. Dışarıdaki insanlara baktım. Yaşlı adam elindeki eşyaları satmaya çalışıyor, bir dilenci gençler tarafından dövülüyor. Sahi, ne için yaşıyordum ki? Ne bağlı olduğum bir şey, ne de inandığım değerler vardı. Ne de inancım. “
Suyun altındayım ve kalbimin atışları yüzeyde daireler çiziyor.
Bir kafede oturuyordu. Hiçbir şeyi dinlemeyen iç sesi dışa yansımıştı. Dışarıdaki insanlara bakıyordu, buraya ait olmadığını biliyordu. İnsanların hayatında bir hiç olduğunu, onların da kendisi için bir hiç olduğunu biliyordu. Tepkisine şaşıran bir kadın yanaşmıştı yanına, kendisiyle konuşmaya başlamıştı. Güzel sözler ve zarafet. İşte kadını masasına çeken iki şeydi. İnsanlığın en basit şeyini gerçekleştiriyordu, hayvanca bir yaşam. Düşünmeden yoksun bir yaşam. Fakat şunu diyebilir miyiz ki, en sessiz olanlar aslında en çok konuşanlar ve en düşüncesiz görünenler düşünmekten uykusuz kalanlar? Hayır, genelleme yapmak yanlış olur, o kadar farklılıklar var ki yaşamdaki tüm genellemeleri yok eden ve kendileri için yaşayan. Aslında kolay olan şuydu Tomas için. Tüm parasını hayır kurumlarına yatır ve yok ol. Ama bunu bile yapmaktan aciz olduğunu biliyordu. Hiçbir şey istemiyordu yaşamında. Hiçbir şey istememenin, hayattan zevk almamanın, ardınıza baktığınızda hiçbir şey görmemenin ne demek olduğunu bilir misiniz? Olmayan güzellikte çocukluğunu güzelmiş gibi anımsamaya çalışmanın, olmayan bir yaşamı olmuş gibi hissetmenin. Kadınla konuşmasına devam etti, akşam yemeği için söz aldı. Şarabı fazla kaçıran kadın, akşam eve gidemeyecek durumda olduğu için kendisinde misafir olarak bulundu. Birkaç güzel söz ve tutku gösterisinin ardından, dudakları kadının zarif boynuyla buluştu. Sabah olup kalktığında ise otel hesabı kapatılmış ve yalnızlıkla uyuyan bir kadın bırakmıştı ardında. Yeni bir otel bulacaktı.
Sigara, alkol, uyuşturucu.
“İki haftadır odamdan çıkmıyordum. Hiçbir şey beni tatmin etmiyordu artık, kendimden geçene kadar bağımlılığım bulunduğu şeyler ile meşguldüm ve artık tamamen cesurdum. Cesaretin olduğu yerde rüzgâr özgürlüğün bulunduğu yerden size doğru eser gibi düşünürsünüz fakat durum böyle değildir. Cesaret sizin yok oluşunuza yönelik bir risktir sadece. Bir şeyler yapmıştım, başka yaşamlarda izler bırakmıştım belki. Fakat hiçbir şey umurumda değildi. Sadece yaşıyordum. Sadece iz bırakıyordum. Tıpkı nefesimin soğuk bir camda yarattığı buhar gibiydi bu durum. İz bırakan ve zamanla yok olan, su taneleri gibi camlarda gözyaşı bırakan. Her şeyden tiksiniyordum. Kendimden, insanlardan, tutkulardan, zevklerden, teknolojiden. Bir tek alkol ve müzik vardı hayatımda. Onlar da kendimi unutmama yardımcı oldukları için yer alabiliyorlardı yaşamımda. Kahrolası hayat artık can sıkıcı bir filmden ibaretti ve ben bunu sanat olarak göremiyordum. Sanırım artık sinemadan çıkma vakti gelmişti. Lsd dolu kutumu aldım, paltomun cebine sıkıştırdım ve sokaklara çıktım. Yürüyecektim. Sonsuzluğa.”

Seattle sakin bir akşam geçiriyordu.





En son Tomas Milan Dryje tarafından C.tesi Ağus. 28, 2010 2:08 pm tarihinde değiştirildi, toplamda 2 kere değiştirildi
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Tomas Milan Dryje
Büyücü
Büyücü



Mesaj Sayısı : 14
Kayıt tarihi : 23/08/10
Yaş : 32

Dryje, Tomas Milan. Empty
MesajKonu: Geri: Dryje, Tomas Milan.   Dryje, Tomas Milan. EmptyCuma Ağus. 27, 2010 8:09 pm

Icon istemiyorum.
Kurgu ile başvurmanız yeterli gelecektir.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
 
Dryje, Tomas Milan.
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası
 Similar topics
-
» Tomas Milan Dryje.

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
 :: Karakter İşlemleri :: İnce Detaylar :: Lejant-
Buraya geçin: